İLÇELERİMİZİ TANIYALIM: AFYONKARAHİSAR- ÇAY
İLÇELERİMİZİ TANIYALIM: AFYONKARAHİSAR- ÇAY
BELEDİYE BAŞKANI HÜSEYİN ÇAĞRI’NIN ANLATIMIYLA ÇAY BELEDİYESİ
BELEDİYE BAŞKANI HÜSEYİN ÇAĞRI’NIN ANLATIMIYLA ÇAY BELEDİYESİ
ÇAY İLÇEMİZİN TARİHÇESİ
İlk kuruluşuna ait kesin bilgi ve belgelerine henüz rastlanılmayan Çay İlçesi’nin geçmişi Milattan önceye uzanmaktadır. İlçemizde bakır çağının yaşandığı Cumhuriyet Köyü Höyüğü, Karamık Köyü Höyüğü, Geneli Köyü Höyüğü, Geneli Gölbaşı Höyüğü, K. Karacaören Kara Musa Höyüğü, Devederesi Höyüklerinden anlaşılmaktadır.
Helenistik dönemde Gelene’nin son safrafı Alezyez’in daha İskender gelmeden önce İran’a kaçtığı, İskender’e elçi gönderdiği savaşmak istemediklerini bildirdiğini bilmekteyiz. Bu zamanda General Antigon eski Kral Yolundan (M.Ö. 333) Çöl Ovası Metropolis (Tatarlı), Holmi (K. Karacaören), İpsos (Çay), Gaysterpediom (Bolvadin Üç Höyükler), Abasion (Gömü) yoluyla Gardion’a varmıştır. (Tarihte İskender’in kördüğümü çözdüğü rivayet bu zamanda oluşmuştur.)
(İlçemizin bilinen ilk adı; İPSOS’tur.)
Araştırdığımız kaynaklar İpsos Meydan Savaşı’nın ilçe topraklarımızda olduğunu göstermektedir. Antigon, İskender’in yerine geçmek için çabalarken M.Ö. 314 yılında Gelene’ye gelerek burasını merkez yaptı. Diğer generaller hazırladıkları ordularla (Mısır Kralı Batlamyus, Suriye Kralı Selerkos, Trakya Kralı Lizimokos) Antigon üzerine yürüdüler İpsos (Çay) şehrinde birleştiler. İki ordu arasında kalan Antigon’un ordusu yapılan savaşta perişan oldu. Bu savaş sonunda İpsos ve Kaysterpedium şehirleri halkı dağlara kaçmış, şehirler yağmalanıp yakılmıştır.
Roma Cumhuriyeti döneminde Frigya Parure ilçesi sınırları içinde, Akşehir ve Sultandağı ile birlikte yönetim birimi olmuştur. Frigya Parure Yanık Frigya anlamına gelir. Bu ad M.Ö. 301 yılında İskender’in generalleri arasında yapılan İpsos Meydan Savaşı sonrası harap durumundan dolayı denmiştir.
Yulya Julia Frigya Parure bölgesinde Synnadik ilinin Flomelion (Akşehir) ilçesine bağlı ve bölgenin en batı ucunda bir kasabadır. İpsos kasabasının kurulduğu yer üzerinde Roma İmparatorluk çağında Romalılar tarafından kurulan kasabaya İmparatoriçe Julia’nın adı verilmiştir. Julia eski Kral Yolu üzerinde kervanların konakladığı önemli bir ticaret yeri olmuştur. Julia Belediyesi’nin tapınak yapımı ziyaretler, dini törenler ve festivaller nedeniyle birkaç sikke bastığı bilinmektedir. Paralarında en çok kraliçelerinin adları bulunur. Sultandağı eteklerinde kurulan Men Tapınağı’nın açılış töreni için basılan sikkede tapınak içinde Men ve ayrıca atı üzerinde elinde külüngü ile yine Men (Ay Tanrısı) resimleri basılmıştır. Ay tanrısı, omzunda zamanla çifte ağızlı balta taşır biçimde tasvir edilmiştir. Şehir öreni, Çay Deresi’nin kumları altında kaldığından bu dönemle ilgili eserlere rastlanılamamıştır.
Roma Çağı’nda ticaret hayatına ve yollara verilen önem, buluntulardan çok iyi anlaşılmaktadır. Şehirlerarası yolların yapım onarımına çok önem verilmiş, hatta yollarda bu dönemde mesafe taşları kullanılmıştır. Bunlardan bir tanesi Afyon Arkeoloji Müzesi’ndedir.
Selçuk Türklerinin Anadolu’yu fethi sırasında Bekçioğlu Emir Afşin, Orta Anadolu’da Ameria (Emirdağ) önlerine kadar geldi. Bölgenin ne şekilde kimler tarafından fethedildiğini bildiren kayıtlar olmamasına rağmen Emir Ahmet Şah, Emir Sanduk ve Dolathan kuvvetleri tarafından fethedildiği sanılmaktadır.
Haçlı Savaşları sırasında Haçlı Ordularınca tahrip edilen şehre, 1155 yıllarında Selçuklu Devleti tarafından Oğuz Türkleri yerleştirilmiş adı da Çay Değirmeni olarak değiştirilmiştir. 1278 yılında Selçuklulara başkaldıran Karamanlıların ve Şehzade Seyenüs’ün tenkili sırasında, Selçuk Sultan Gıyasettin Keyhüsrev, Mücahit Yunus Bey ve Mehmet Bey, oğlu Oğuz’a verdikleri direktifle halen kullanılmakta olan Taş Camii ve Kervansaray ile bugün yıkılmış olan hamamı yaptırmıştır.
Selçuklu Sultanı III. Giyasettin Keyhüsrev öldükten sonra bölgenin Eşrefoğulları’nın himayesine girdiği anlaşılmaktadır. Bölge yaklaşık 8 yıl Eşrefoğulları’nın himayesinde kalmıştır. Daha sonra Anadolu genel Valisi Demirtaş’ın Ahmet Bey’e verilmesiyle Yalvaç, Karaağaç ve Bolvadin’le birlikte bölge Sahipataoğullarının eline geçmiştir.
Sahipataoğulları Beyliği’nin kurucusu Sahipata’nın yerine geçen torunu Şemsettin Ahmet Bey, Germiyanoğlu’nun damadı idi. Ölümünden sonra yerine geçen oğulları Nusrettin Ahmet ve Muzaflerittin Devlet Beylerden Ahmet Bey ana tarafından bağlı bulunduğu Germiyan Sarayı’na gitmiş ve bölgenin egemenliği bu şekilde Germiyanoğullarına geçmiştir.
Germiyan Beyi II. Yakup samimi bir Osmanlı dostu olup beyliğini vasiyet yoluyla II. Murat’a bırakmış ve böylece Germiyan Beyliği içinde bulunan bölge de Osmanlıların idaresine geçmiştir.
2 Nisan 1921 günü Yunan ordusunca işgal edilen Çay, bir gün sonra 3 Nisan 1921 günü ordumuzca geri alınmıştır. Daha sonra 21 Ağustos 1921 günü Yunan ordularınca ikinci kez işgal edilen Çay 35 gün şanlı ordumuzca 24 EYLÜL 1921 günü kurtarılmış ve o günden sonra ulusal Kurtuluş Savaşımızın sevk ve idaresinde önemli karargâh merkezlerinden biri olmuştur.
Çayımız Bolvadin ilçesine bağlı bir nahiye iken 1958 yılında ilçe olmuştur.
COĞRAFİ KONUMUMUZ
Nüfus: 45635 kişi, Yüzölçümü: 794 km²
Köylerimiz: Kılıçyaka, Bulanık, Cumhuriyet, Devederesi, Kadıköy, Armutlu, Pınarkaya, Maltepe, Göcen, Çayırpınar, Çayıryazı, Yeşilyurt, Aydoğmuş, Orhaniye.
Coğrafi konum olarak ise; enlem: 38.617 ve boylam: 31.033 koordinatlarındadır.
İç Ege bölgesinde; Ege, Akdeniz ve İç Anadolu bölgelerinin kesiştiği güzergâh üzerinde yer alan Çay ilçesi, doğuda Sultandağı, güneyde Yalvaç, batıda Şuhut ve Afyon, kuzeyde Bolvadin’le çevrilidir.
COĞRAFYA
Afyonkarahisar ilinin doğusunda, Sultan Dağları’nın kuzey eteklerinde kurulmuştur. Büyük bölümü dağlar ve akarsular tarafından derin biçimde yarılmış yüksek düzlüklerden oluşan ilçe topraklarını Sultan Dağları ile Karakuş Dağları engebelendirir. Karakuş Dağlarında yükseklik 2.000 m’nin altında iken, Sultan Dağlarında daha yüksektir. Sultan Dağlarının en yüksek noktası olan Topraktepe (2.519 m) Isparta sınırındadır. Eber Gölü’nün güneybatı bölümü ilçe sınırları içerisindedir. Gölü besleyen Akarçay Nehri kuzeyde doğal sınırı oluşturmaktadır.
Afyon Ovasının bir bölümü de çay ilçesi sınırları içerisinde yer almaktadır. İl merkezine 48 km uzaklıkta bulunan ilçenin yüzölçümü 830 km²’dir.
İlçenin doğal güzellikleri arasında Eber ve Karamık Gölleri bulunmakta olup, bu göllerde balık avcılığı (sazan, turna) ve çeşitli kuş avcılığı yapılmaktadır. Ayrıca Çağlayan Parkı ve Şelâlesi, Kanlı Yer Kavaklığı, Kardelen Parkı yöredeki az gelişmiş mesire yerleridir.
NÜFUS
İlçenin nüfusu 2000 genel nüfus sayımına göre 45635’dir. Bunun 18137’si ilçe merkezinde, 27498’i ise kasaba ve köylerde yaşamaktadır.
İlçe bağlısı olarak merkez hariç olmak üzere ilçe merkezine bağlı; 9 belde, 14 köyden oluşmaktadır.
ATATÜRK VE ÇAY İLÇEMİZ
İkinci İnönü Muharebesi’nin kazanılmasından sonra başlayan taarruz hazırlıklarının merkezi olarak Akşehir seçilmişti.
Mustafa Kemal, Aziziye (Emirdağ) istikametinden düşman ordusunun tekrar harekete geçme ihtimaline karşılık Çay’daki Birinci Ordu karargahı ve İkinci Ordunun 4. Kolordu mıntıkasını teftiş gayesiyle 28 Mart 1922 günü saat 17.00'de yanında İsmet Paşa, Rus Sefiri Aralof, Azerbaycan Sefiri İbrahim Abilof, yaverler ve katiplerle birlikte Çay'a geldiler. Mustafa Kemal askeri bir törenle karşılandı. Teftiş sonucunda askerin durumundan memnun olan Mustafa Kemal yanındaki zevatla birlikte Akşehir'e dönmeden önce o zamanki I. Ordu Komutanı Ali İhsan Paşa (Sabis) tarafından iki gün sonraki törenlere (II. İnönü Zaferi’nin yıldönümü törenleri) davet edilir.
KURTULUŞ SAVAŞI
Kurtuluş Savaşı sırasında kısa bir süre Yunan ordusunca işgal edilen Çay ilçesi, 24 Eylül 1921 günü bu işgalden kurtarılmıştır. 1958 yılında ilçe konumuna getirilmiştir. Çay ilçesi elektriğe 1935 yılında il merkezinden daha önce kendi kurduğu santralle ulaşmıştır.
EKONOMİMİZ
İlçe ekonomisi tarıma dayalıdır. Yetiştirilen tarımsal ürünlerin başında tahıl, şeker pancarı, haşhaş gelmektedir. Dağlık kesimlerde mera hayvancılığı yapılmaktadır. İlçede un fabrikaları bulunmaktadır.
YÖRESEL YİYECEKLERİ
Katmer, haşkeşli (haşhaşlı) lokul. Çay'da bu yiyeceklerin yanında etli yaprak ve kuru biber sarması, bamya çorbası ve peynirli börek sofraların vazgeçilmezidir. Bunlar aynı zamanda düğün ve mevlit yemekleridir. Ayrıca bu yemekler, tek bir kap içerisinden sunulan 'davet' ismi verilen yemeklerin de genel menüsüdür.
İKLİM VE BİTKİ ÖRTÜMÜZ
İklim bakımından İç Anadolu'yu andıran tipik bir karasal iklim özelliklerini taşır. Kışları soğuk ve sert, yazları sıcak ve hemen hemen her ay yağışlı geçer. İlçe yüzölçümünün yaklaşık %15'i çayır ve mera olarak kullanılmaktadır. Yüzölçümün yaklaşık %7'si Sultan Dağlarında bulunan ormanlarımızdır. Ormanlarımız ardıç, çam, meşe, palamut, fındık ve çalılıklardan oluşmaktadır. Bitki örtüsüne ek olarak su kenarlarındaki söğüt ve kavaklıkların yanısıra bataklıklardaki sazlık ve kamışlık alanları söyleyebiliriz.
Ekilebilen tarla arazisi olarak toplam arazinin %47'si yaklaşık 40.000 hektarlık kısmını teşkil etmektedir. Ekilen arazinin büyük çoğunluğu sulanabilir durumdadır. 500 hektara yakın arazi bağ ve bahçe olarak kullanılmaktadır. İlçemizde hububat, haşhaş, şeker pancarı, fasulye, patates, ayçiçeği ve çeşitli sebzelerin yanısıra elma, vişne, kiraz, kayısı, armut gibi çeşitli meyve yetiştirilmektedir.
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.