İLÇELERİMİZİ TANIYALIM: ISPARTA – SENİRKENT

Senirkent, Isparta ilinin bir ilçesidir. Kocadağ veya Kapıdağı diye bilinen dağın eteklerinde muhkemdir. 1880 yılında belde, 1952 yılında ilçe olmuştur.

Beldeleri; Büyükkabaca, Uluğbey (İlegöp), Yassıören, köyleri; Garip, Ortayazı (Güreme), Başköy (Bisse), Gençali ve Akkeçili'dir. Köylerinden Büyükkabaca Köyü büyüklüğü ve ticari merkez olmaya adaydır. Bu beldenin nüfusu 6000'i bulmaktadır. Bu belde özellikle son yıllarda moda olan pat pat üretimi ile dikkat çekmektedir. Ayrıca beldede her sezon vişne, kayısı, kiraz ve elma alım merkezleri kurulmaktadır. Bu merkezlerde toplanan meyveler, meyve suyu yapılmak için çeşitli şehirlerde bulunan meyve suyu işleme fabrikalarına gönderilerek, meyve suyu üretiminde ülke ekonomisine büyük katkı yapmaktadır.

Eğirdir Gölü'ne komşudur. İklimi karasaldır. Akdeniz Bölgesi'ne bağlı olmakla beraber Toros Dağları’nın kıyıya enine uzanmasından dolayı İç Anadolu iklimi hakimdir.

TARİH

Senirkent ilçesinin tarihi antik dönemlere kadar uzanmaktadır. İlçe topraklarındaki ilk yerleşim izlerine, Yassıören Höyük (Yassıören), Güreme Höyük (Ortayazı), Garip Höyük (Garip), Tohumkesen Höyük (Büyükkabaca), Aralık Höyük (Büyükkabaca), Gençali Höyük (Gençali)’de rastlanmıştır. Höyüklerde gerçekleştirilen arkeolojik çalışmalar sonucunda M.Ö. 3000–1200 yıllara ait eserler ve kalıntılar bulunmuştur. İlçede, ilkçağlardan itibaren, Hitit, Frig, Lidya, Pers, Makedon Krallığı, Roma ve Bizans egemenliği görülmüştür. Şehir merkezine en yakın antik yerleşim birimi, Gömüler mevkiindeki "Plinistra"’dır. Bölge 7. yüzyıldan itibaren Arap akınlarına uğramıştır. 12. yüzyıldan itibaren bölgeye Türklerin akınları görülmektedir. 1176 yılındaki Miryakefalon Savaşından sonra bölgede kalıcı Türk yerleşimi başlamıştır. Sultan II. İzzeddin Kılıç Arslan döneminde Isparta ile birlikte ele geçirildi. 1301 yılında Senirkent ve çevresi Hamidoğulları Beyliği' nin yönetimine geçti. 1361 yılında Osmanlı topraklarına katılan Senirkent; 1370 tarihinde Oğuzlar' ın Kayı boyundan gelen Türkler tarafından kurulmuştur. 1402 yılındaki Ankara Savaşından sonra Karamanoğulları Beyliği denetimine bırakılan yerleşim II. Murad tarafından kesin olarak Osmanlı topraklarına katıldı. 14.-15. yüzyılda Senirkent'te; Şeyhler Mahallesi, Orta Mahalle, 16. yüzyılda da Hıdır Çelebi Dede tarafından günümüzde Pazar ve Hıdır Çelebi adıyla anılan mahalleler kurulmuştur. 16. yüzyılın ortalarında Turgut Dede tarafından, Turgutlar mahallesi kurulmasıyla kentin merkezini oluşturan mahalleler oluşmuştur. 1880’de Uluborlu'ya bağlı nahiye olarak belediye teşkilatı kurulmuştur. Osmanlı döneminde "Sınırkent" olarak anılan yerleşimde 1901 Konya Vilayet Salnamesine göre; Senirkent’te, 1 hükümet dairesi, 13 cami ve mescit, 3 tekke, 7 medrese, 16 mektep, 1776 hane, 55 dükkân, 290 halı vesaire tezgâhı, 2 fırın, 9 değirmen, 3 kahvehane bulunmaktadır. Senirkent, 16 Haziran 1952'de ilçe olmuştur.

NÜFUS

Senirkent'le ilgili olarak ilk nüfus verileri 1901 Konya Vilayet Salnamesinde geçmekte olup, Hamidabad Sancağı, Uluborlu Kazasına bağlı Senirkent kazasının merkezi 5430 kişi, çevresiyle birlikte 9691 kişi olup, tamamı Müslüman olarak verilmiştir. Nüfus; 1927 yılında 5835, 1940 yılında 12433 kişiden oluşmaktadır.  İlçe bağlısı olarak merkez hariç olmak üzere ilçe merkezine bağlı; 4 belde ve 5 köy oluşmaktadır.

Yıl           Toplam Şehir     Kır

1965      17.239   7.706     9.533

1970      20.282   10.168   10.114

1975      17.985   8.247     9.738

1980      17.822   8.333     9.489

1985      20.734   10.329   10.405

1990      24.388   10.738   13.650

2000      25.828   13.698   12.130

2007      12.989   5.524     7.465

2008      13.088   5.666     7.422

2009      14.504   6.932     7.572

2010      13.610   6.303     7.307

2011      12.812   5.712     7.100

2012      12.946   5.972     6.974

2013      12.932   5.878     7.054

2014      12.592   5.747     6.845

EKONOMİ

İlçe ekonomisi büyük ölçüde tarıma dayalıdır. Tarımsal faaliyet olarak meyvecilik ön plandadır. Elma, üzüm, kiraz, vişne, şeker pancarı ve tahıl üretimi yoğunlukla yapılmaktadır. Hayvancılık faaliyetleri olarak ilçede; büyükbaş ve küçükbaş hayvancılık ile kümes hayvancılığı yapılmaktadır. İlçenin Eğirdir Gölü' ne kıyısı olan belde ve köylerinde balıkçılıkta ekonomik gelir kaynağını oluşturmaktadır. Son yıllarda mermer üretimi de yapılmaktadır.

Ekonomimiz genellikle meyvecilik, hayvancılık, balıkçılık ve son yıllarda da revaçta olan mermerciliktir. Bu noktada şunu da vurgulamak gerekirse; borçsuz bir belediye (sıfır borçlu) olduğumuzu da eklemek istiyorum.

EĞİTİM

Senirkent yükseliş birliği 1931 yılında kurulmuş olup, Afyonkarahisar’da talebe yurdu açarak ilçe evlatlarının yüksek tahsil yapmasına imkân sağlamıştır.

Türkiye Cumhuriyetinin ilk özel okulu 1949 yılında Senirkent Ortaokuludur. Okulun tamamı Senirkent’iler tarafından yapılıp, öğretmenleri de kendi imkânları ile tutmuşlardır. Okul daha sonra Milli Eğitim Bakanlığına devredilmiştir.

1940 yılında Senirkent Dokumacılar Kooperatifi, 1948 yılında da Senirkent Halıcılar Sanat Kooperatifi kurulmuştur. Bunlara bağlı olarak birde iplik fabrikası kurulmuştur. O yıllarda Senirkent’in malları İstanbul'a girmeden, Türkiye tekstil fiyat piyasası oluşmazdı. İlçemizdeki meslek yüksek okulu da gerek ilçe halkımızın ve gerekse bölgemizin övünç kaynakları arasındadır.

SEL FELAKETİ & BETON SEKİLER

Senirkent sel felaketi, 13 Temmuz 1995 tarihinde Türkiye saatiyle 20.00 sıralarında önce sel ve sonrasında meydana gelen heyelan felaketi. Olaylar sonucunda 74 kişi öldü, 209 ev hasar gördü veya yıkıldı.

Bölgede bir haftadır süren şiddetli yağmurlar felaketin yaşanmasında etkili oldu. Senirkent'in güneyinde bulunan Kapı Dağındaki toprak ve taş parçaları çamur seline dönüştü ve dere yatağında sürüklenerek bu yörede bulunan kerpiç evlerin balçık altında kalmasına sebep oldu. İlçenin tamamı çamur altında kaldı. Ölümlerin çoğu Kapı Dağı yöresindeki bu kerpiç evlerde yaşandı.

Bu felaketten sonra heyelan alanına beton bentler yapıldı. Suyolu ve Doğrudere dereleri üzerine yapılan 84 adet beton seki ile derelerin kontrollü akması sağlanarak şiddetli yağmurlar sırasında bir kez daha heyelan ve sel felaketinin yaşanmaması hedeflenmektedir.

YEMEKLERİMİZ

İlçemizin damak tatları arasında; banak, goruk sulu bamya, samsa, tahınlı pidedir.